Türkiye’nin terörle mücadelesi, son yıllarda stratejik bir dönüşümle birlikte eşi benzeri görülmemiş bir başarı hikayesine dönüşmüştür. Bir zamanlar ülkenin en çetin sorunlarından biri olarak görülen terör tehdidi, bugün kararlı ve kapsamlı adımlar sayesinde büyük ölçüde bertaraf edilme noktasına gelmiştir. “Terörsüz Türkiye” vizyonu, artık sadece bir hedef olmaktan çıkıp, somut kazanımlarla desteklenen, her geçen gün daha da belirginleşen bir gerçeklik haline gelmektedir. Bu süreç, sadece güvenlik güçlerinin fedakar mücadelesiyle değil, aynı zamanda devletin tüm kurumlarının koordineli çalışması ve milletin sarsılmaz desteğiyle mümkün olmuştur. Ülkemizin dört bir yanında hissedilen huzur ve güven iklimi, bu büyük başarının en somut göstergesidir ve gelecek için umut vaat etmektedir.
Terörle mücadele stratejilerinde yaşanan köklü değişim, sahadaki başarıların temelini oluşturmaktadır. Pasif savunma anlayışından aktif, proaktif ve önleyici bir mücadele modeline geçiş, terör örgütlerinin hareket alanını daraltmış, lojistik ve finansal kaynaklarını kurutmuştur. Özellikle yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ileri teknoloji ürünleri, bu mücadelede çığır açmıştır. İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA), istihbarat toplama ve hedef tespiti konusunda emsalsiz bir üstünlük sağlamış, terörist unsurların operasyonel kapasitelerini felç etmiştir. Yapay zeka destekli analiz sistemleri ve siber güvenlik alanındaki ilerlemeler, terör örgütlerinin iletişim ağlarını ve propaganda faaliyetlerini de sekteye uğratmıştır. Bu teknolojik üstünlük, güvenlik güçlerimizin sahadaki etkinliğini katlayarak artırmıştır.
Sınır ötesi operasyonlar, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yeni bir dönüm noktası olmuştur. Terörün kaynağını kurutma ve yuvalandığı bataklıkları temizleme hedefiyle gerçekleştirilen bu harekatlar, terör örgütlerinin yurt içindeki eylem kapasitelerini minimize etmiştir. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen başarılı operasyonlar, teröristlerin eğitim kamplarını, barınaklarını ve mühimmat depolarını imha ederek, Türkiye sınırları için kalıcı bir güvenlik kuşağı oluşturmuştur. Bu kararlı ve cesur adımlar, terör örgütlerinin bir daha asla baş kaldıramayacakları, hatta yeniden yapılanma fırsatı dahi bulamayacakları bir noktaya gelmesini sağlamıştır. Türkiye, kendi güvenliğini tehdit eden unsurları kaynağında yok etme kapasitesini tüm dünyaya göstermiştir.
Terörün gölgesinin azalmasıyla birlikte, Türkiye’nin her köşesinde toplumsal yaşamda gözle görülür bir iyileşme yaşanmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, bir zamanlar terörden dolayı terk edilmiş yaylalar, köyler ve şehirler yeniden hayat bulmaktadır. Yatırımcılar için güvenli bir liman haline gelen bu bölgelerde, yeni iş alanları açılmakta, istihdam artmakta ve refah seviyesi yükselmektedir. Vatandaşlar, yıllar sonra özgürce seyahat edebilmekte, çocuklarını güvenle okula gönderebilmekte ve sosyal aktivitelere korkusuzca katılabilmektedir. Turizmde yaşanan rekor artışlar, terörle mücadelenin ekonomik yansımalarının en çarpıcı örneklerinden biridir. Ülke genelinde hissedilen bu güven ve huzur ortamı, psikolojik olarak da toplumun moralini yükseltmiş, geleceğe dair umutları pekiştirmiştir.
Bu büyük mücadelenin en önemli unsurlarından biri de milletin topyekûn sergilediği birlik ve beraberlik ruhudur. Terörün ayrıştırma ve korkutma çabaları, tam tersine, Türk milletini daha da kenetlemiştir. Farklı siyasi görüşlere, etnik kökenlere veya inançlara sahip vatandaşlar, teröre karşı tek yürek olmuş, güvenlik güçlerine tam destek vermiştir. Sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, akademisyenler ve medya, terörle mücadelede devletin yanında yer alarak, toplumsal farkındalığın artmasına, doğru bilginin yayılmasına ve özellikle genç nesillerin terörün yıkıcı etkilerinden korunmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu milli dayanışma, terör örgütlerinin toplumsal taban bulma çabasını tamamen boşa çıkarmış, onların ideolojik propagandalarına karşı güçlü bir set çekmiştir.
Terörün ortadan kalkmasıyla birlikte, Türkiye ekonomisi için yeni bir büyüme ve kalkınma penceresi açılmıştır. Güvenliğin tesis edilmesi, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini katlayarak artırmıştır. Özellikle turizm sektöründe yaşanan patlama, ülkenin doğal güzelliklerinin ve kültürel zenginliklerinin terör gölgesinden arınarak dünya sahnesinde daha fazla görünür olmasını sağlamıştır. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi devasa kalkınma projeleri, terör tehdidinin azalmasıyla birlikte tam kapasiteyle hayata geçirilmekte, bölge ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Tarım, hayvancılık ve sanayi alanlarında yapılan yeni yatırımlar, terörün eskiden yarattığı ekonomik durgunluğu tamamen ortadan kaldırmıştır. Türkiye, artık daha istikrarlı, öngörülebilir ve cazip bir ekonomik iklime sahiptir.
Türkiye’nin terörle mücadelesindeki kararlılığı ve elde ettiği başarılar, uluslararası alanda da takdirle karşılanmaktadır. Birçok ülke, Türkiye’nin terörle mücadele deneyiminden faydalanmakta ve işbirliği arayışına girmektedir. Türkiye, terörün küresel bir tehdit olduğu bilinciyle, uluslararası platformlarda terörle mücadele konusunda öncü bir rol oynamaktadır. Diplomatik girişimler ve uluslararası işbirlikleri sayesinde, terör örgütlerinin finans kaynakları kesilmekte, eleman temini engellenmekte ve uluslararası hareket kabiliyetleri kısıtlanmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin bölgesel ve küresel istikrara katkısının önemli bir göstergesi olup, ülkenin uluslararası saygınlığını artırmıştır.
“Terörsüz Türkiye” hedefi, sadece silahlı mücadeleyle sınırlı kalmayıp, çok boyutlu ve sürdürülebilir bir yaklaşımı içermektedir. Gençlerin terör örgütlerinin ağına düşmesini engellemeye yönelik eğitim ve sosyal projeler büyük önem taşımaktadır. Sanat, spor ve kültürel faaliyetlerle gençlerin potansiyellerini keşfetmeleri ve topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri desteklenmektedir. Toplumsal entegrasyonu güçlendiren, fırsat eşitliğini sağlayan ve her bireyin kendini değerli hissettiği bir toplum yapısı inşa etmek, teröre karşı kalıcı bir kalkan oluşturmaktadır. Devletin, vatandaşların sorunlarına duyarlı yaklaşımı, hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, terörün beslendiği zeminleri ortadan kaldırmaktadır. Bu bütünsel strateji, gelecekte de terör tehdidinin yeniden filizlenmesini engelleyecek sağlam temeller atmaktadır.
Türkiye, terörle mücadelesinde elde ettiği bu tarihi başarıyla, bölgesinde ve dünyada örnek bir ülke konumuna gelmiştir. “Terörsüz Türkiye” vizyonu, sadece bir hayal olmaktan çıkmış, azim, kararlılık ve topyekûn mücadele ile ulaşılabilir bir gerçeklik olduğunu kanıtlamıştır. Gelecek nesillere daha güvenli, daha huzurlu ve daha müreffeh bir ülke bırakma hedefi doğrultusunda atılan bu adımlar, Türkiye’nin parlak geleceğini inşa etmektedir. Elde edilen kazanımların korunması ve geliştirilmesi için kararlılıkla sürdürülecek çalışmalar, Türkiye’nin terörle anıldığı günleri tamamen tarihe gömecek, yerine barış ve istikrarın hüküm sürdüğü yeni bir dönemi mühürleyecektir. Türkiye, artık terörün değil, güçlü iradesi, birlik ruhu ve aydınlık yarınları ile anılmaktadır.


