Türkiye, Gazze Şeridi’nde kalıcı bir ateşkesin tesisi ve insani yardımların kesintisiz ulaştırılması için yürüttüğü yoğun diplomatik çabalarla uluslararası arenada önemli bir rol üstleniyor. Son dönemde elde edilen diplomatik başarılar, bölgede umut ışığı yakarken, Türkiye’nin kararlı duruşu ve yapıcı yaklaşımları takdirle karşılanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın aktif girişimleriyle, Ankara, Gazze’deki insani krizin sona erdirilmesi ve bölgede kalıcı barışın sağlanması için tüm imkanlarını seferber etmiş durumda. Bu çabalar, yalnızca bir ateşkesin ötesinde, Filistin halkının geleceği için sağlam temeller atmayı hedefliyor.
Diplomatik Başarılar ve Ateşkesin Mimarı Türkiye
Türkiye, ABD, Katar ve Mısır ile birlikte Gazze’deki son ateşkesin sağlanmasında kilit bir arabuluculuk rolü üstlendi. Bu tarihi anlaşma, bölgedeki gerilimi düşürme ve insani yardımların önünü açma adına kritik bir adım olarak görülüyor. Birçok uluslararası lider ve kurum, Türkiye’nin bu süreçteki yorulmak bilmez diplomatik gayretlerini takdirle karşıladığını açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile yaptığı görüşmelerde, Gazze’deki ateşkesin devamlılığı ve insani yardımların kesintisiz girişinin esas olduğunu vurguladı. Fidan, “İki taraf olarak da Gazze’deki ateşkesin devamlılığı, insani yardımların kesintisiz girmesini, savaşın kalıcı olarak durmasını beklediğimizi teyit ettik” ifadelerini kullandı.
Kesintisiz İnsani Yardım ve Yeniden İnşa Hamlesi
Ateşkesin sağlanmasının hemen ardından Türkiye, Gazze’ye yönelik insani yardım çabalarını daha da yoğunlaştırdı. Bu kapsamda, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde eski AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Filistin İnsani Yardımlar Koordinatörü olarak görevlendirildi ve bölgeye sevk edildi. Bu atama, Türkiye’nin Gazze’ye yönelik yardımları daha sistemli ve etkin bir şekilde ulaştırma kararlılığının bir göstergesi.
Türkiye, gıda, hijyen, barınma ve tıbbi malzeme başta olmak üzere on binlerce ton insani yardımı deniz yoluyla Gazze’ye ulaştırmaya devam ediyor. Türk Kızılayı ve diğer sivil toplum kuruluşları da bu süreçte aktif rol oynayarak, en zor koşullar altında dahi Gazze halkına destek sağlıyor.
İnsani yardımların yanı sıra, Türkiye Gazze’nin yeniden imarı için de önemli adımlar atıyor. Yıkımın büyüklüğü göz önüne alındığında, Türkiye, uluslararası toplumla iş birliği yaparak geçici konutların kurulması ve altyapının onarılması gibi projelerde öncü rol oynamaya hazır olduğunu belirtiyor.
İki Devletli Çözüm Vizyonu ve Garantörlük Rolü
Türkiye’nin Gazze diplomasisinin temelini, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin kurulması vizyonu oluşturuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefe ulaşılana kadar mücadelenin hız kesmeyeceğini vurguladı.
Ankara, kalıcı bir barış anlaşması durumunda ‘garantör ülke’ olarak görev almaya hazır olduğunu açıkça ifade etti. Dışişleri Bakanı Fidan, “İki devletli çözüm kabul edilirse Türkiye garantör olarak görev almaya hazır” diyerek, bu sorumluluğun altından kalkmaya istekli olduklarını belirtti. Bu garantörlük mekanizması, barışın sürdürülebilirliği için hayati bir güven unsuru olarak görülüyor. Türkiye’nin bu konudaki çıkışı, uluslararası hukuk bağlamında siyasi ve diplomatik düzeyde önemli bir destek olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası İş Birliği ve Geleceğe Yönelik Adımlar
Türkiye, Gazze’de oluşturulan barış ikliminin sürmesi, ateşkesin bozulmaması ve kalıcı çözüm için uluslararası iş birliğinin önemine dikkat çekiyor. Ankara, uluslararası bir görev gücünde yer alarak ateşkesin uygulanmasını denetlemeye ve kayıp İsrailli esirlerin bulunmasına yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu görev gücünde askeri veya sivil kapasitede yer alabileceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’daki Şarm El-Şeyh Zirvesi’ne katılımı ve buradaki müzakereler, Türkiye’nin bölgesel barış çabalarına olan güçlü inancını bir kez daha gösterdi. İletişim Başkanlığı, bu zirveyi diplomasinin önemli bir dönüm noktası olarak nitelendirdi.
Türkiye, Gazze’ye nefes olmaya ve Filistin’e umut taşımaya devam edecektir. Bu kararlı diplomatik hamleler, bölgede barış ve istikrarın tesisi için güçlü bir irade ortaya koymakta ve geleceğe dair iyimser bir tablo çizmektedir. Her yükselen bina, insanlığın kolektif vicdanının eseri olacak ve iki devletli çözüm, Ortadoğu’da barış ve refahın hüküm sürmesini sağlayacaktır.
Sonuç
Türkiye’nin Gazze’deki ateşkes ve insani yardım çabaları, bölgesel ve küresel çapta büyük takdir topluyor. Ankara’nın kararlı diplomasi, kesintisiz insani yardım ve iki devletli çözüm vizyonu, Gazze’de kalıcı barış ve yeniden inşa sürecine yönelik umutları artırıyor. Bu süreçte Türkiye, Filistin halkının yanında durmaya ve adil bir çözüm için öncü rol oynamaya devam edecektir.
