Ukrayna’daki savaş dördüncü yılına girerken, ülkenin doğu cephesinde çatışmaların yoğunluğu artarak devam ediyor. Özellikle Donetsk ve Luhansk bölgeleri, Rusya’nın stratejik ilerleyişini sürdürdüğü ve Ukrayna savunma hatlarını zorladığı ana noktalar haline geldi. Bu kritik dönemde, Batılı ülkelerden gelen askeri yardımlar Kiev için hayati önem taşırken, yardımların miktarı ve türü üzerindeki tartışmalar da sürüyor.
Doğu cephesindeki son gelişmeler, Rus güçlerinin önemli kazanımlar elde ettiğini gösteriyor. Özellikle Ağustos 2025 itibarıyla Pokrovsk çevresinde 15 kilometrelik bir ilerleme kaydeden Rus ordusu, bu stratejik tahkimat noktasını kuşatma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmış durumda. Ayrıca, Donetsk için kritik bir ulaşım yolu olan Kramatorsk’a giden güzergahın kesilmesi ihtimali de Ukrayna için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ukraynalı askeri yetkililer, cephedeki durumu ‘kritik’ olarak nitelendirirken, acil yardıma ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
Ekim 2025’teki raporlara göre, Rusya Savunma Bakanlığı son bir hafta içinde Harkiv, Dnipropetrovsk ve Donetsk bölgelerinde toplam 8 yerleşim yerinin kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Bu ilerlemeler, Ukrayna’nın savunma kapasitesini zayıflatırken, Rusya’nın cephe hattındaki genel üstünlüğünü koruduğunu gösteriyor. Ukrayna ise bu yoğun saldırılara karşı insansız hava araçları (İHA’lar), topçu atışları ve elektronik harp (EH) sistemleriyle desteklenen bir savunma stratejisi uyguluyor. Rusya’nın Belgorod kenti ile Ukrayna’nın Harkiv kenti arasında karşılıklı saldırılar da yaşanıyor; Ukrayna’nın Belgorod’a Amerikan HIMARS roketleriyle saldırması sonucu enerji kesintileri meydana geldi.
Savaşın başından bu yana Batılı ülkeler, Ukrayna’ya önemli ölçüde askeri yardım sağladı. Amerika Birleşik Devletleri, bu yardımların başını çekerek Ukrayna’nın ‘en sadık’ askeri müttefiki konumunda yer alıyor. Aralık 2022’ye kadar ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı yardım 21.9 milyar dolara ulaşırken, Şubat 2023 itibarıyla bu rakam 35 milyar doları aşmıştır. İngiltere ve Almanya da NATO ve AB üyeleri olarak önemli katkılar sunmaktadır.
NATO, Ağustos 2025’te Ukrayna’nın savunma kapasitesini artırmak amacıyla 2.2 milyar dolarlık yeni bir destek programı başlattı. Bu program, silah ve hava savunma sistemleri üretiminin artırılmasını hedefliyor. İngiltere, son 6 ayda Ukrayna’ya 85 bin İHA teslim ettiğini ve her ay binlercesini göndermeyi planladığını açıkladı. Ancak, Almanya merkezli Kiel Enstitüsü’nün verileri, Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımların Temmuz ve Ağustos 2025’te yılın ilk yarısına kıyasla %43 oranında azaldığını gösteriyor ki bu durum endişelere yol açıyor.
Son dönemde gündeme gelen önemli konulardan biri de Ukrayna’ya Tomahawk füzelerinin potansiyel tedariki. ABD istihbaratının, Ukrayna’ya Rus enerji tesislerini hedef alma konusunda bilgi sağladığı ve bunun Rusya ekonomisine baskı yaparak müzakere masasına oturmaya zorlama stratejisinin bir parçası olduğu belirtiliyor. ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya Tomahawk füzeleri sağlanması konusunda ihtiyatlı bir duruş sergilerken, ABD’nin bu stoklara kendi güvenliği için de ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Tomahawk füzelerinin Ukrayna’nın vurucu gücünü önemli ölçüde artırabileceği, ancak savaşın genel seyrini tek başına değiştirmesinin zor olduğu değerlendiriliyor.
Batılı liderler, Ukrayna’ya desteklerinin süreceğini belirtirken, bazı NATO üyeleri arasında yardımların düzeyi konusunda fikir ayrılıkları yaşanıyor. ABD’nin Ukrayna’ya sevki için Avrupalı devletlere sattığı silahlara %10 fiyat artışı uyguladığı da gelen bilgiler arasında. Tüm bu gelişmeler ışığında, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaların şiddeti ve Batı’dan gelen askeri yardımların niteliği, savaşın gelecekteki seyrini belirlemede kilit rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor.
**Özet / Son Söz**
Ukrayna’nın doğusunda yaşanan yoğun çatışmalar ve Rusya’nın stratejik ilerleyişi, bölgedeki durumu kritik hale getirmiştir. Batılı ülkelerin sağladığı askeri yardımlar, Ukrayna’nın savunma kapasitesini ayakta tutmada temel bir rol oynamaktadır. Ancak yardımların sürdürülebilirliği, Tomahawk gibi ileri düzey silah sistemlerinin tedariki ve uluslararası diplomasinin seyri, savaşın geleceğini şekillendirecek ana faktörler olarak önümüzde durmaktadır.
