Gazze’deki insani krizin derinleştiği bir dönemde, Türkiye’nin diplomatik ve insani yardım çabaları bölgeye umut ışığı olmaya devam ediyor. Ankara, hem kalıcı bir barışın tesisi hem de Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası alanda aktif bir rol üstleniyor. Bu kararlı duruş, bölgedeki istikrar ve insanlık onuru için Türkiye’nin vazgeçilmez bir aktör olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Türkiye, Gazze’deki çatışmaların başlangıcından bu yana diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan liderliğindeki Türk diplomasisi, başta ateşkesin sağlanması olmak üzere, sivillerin korunması ve savaşın bölgeye yayılmasının önlenmesi gibi kritik hedeflere odaklandı. Türkiye, bu süreçte Mısır ve Katar ile birlikte, ABD’nin arabuluculuğunda Şarm el-Şeyh’te imzalanan ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerinden biri olarak öne çıktı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Gazze’de iki devletli çözümün hayata geçirilmesi durumunda fiili garantör güç olmaya hazır olduğunu açıkladı. Bu önemli taahhüt, Türkiye’nin sadece insani yardım sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda bölgede kalıcı bir barış yapısının inşasında da sorumluluk almaya ne kadar istekli olduğunu gösteriyor. Ankara, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasını nihai hedef olarak görüyor.
Türkiye’nin insani yardım faaliyetleri de aralıksız devam ediyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda, sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle Gazze’ye düzenli olarak yardım sevkiyatları yapılıyor. Son olarak, 19 Ekim 2025 tarihinde 17. “İyilik Gemisi” ile 900 tonluk insani yardım malzemesi Mısır’ın El-Ariş Limanı’na ulaştı ve buradan Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze’ye sevk edildi.
Bu yardımlar arasında bebek maması, hazır gıda paketleri, konserve ürünler, ilaç, tıbbi malzeme, çadır, konteyner, jeneratör ve hijyen setleri gibi temel ihtiyaç maddeleri bulunuyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye toplamda 101 bin 725 ton insani yardım ulaştırıldığı belirtiliyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin Gazze’ye en fazla insani yardım gönderen ülkelerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’nin çabaları sadece yardım ulaştırmakla sınırlı değil. Türk İnsani Yardım Vakfı (İHH) gibi kuruluşlar, Gazze’nin kuzeyinde enkaz kaldırma, yol açma ve çevresel temizlik gibi projelerle bölgenin yeniden inşasına katkıda bulunuyor. Bu çalışmalar, Gazze halkının yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve normalleşme sürecini hızlandırmayı hedefliyor.
Türkiye, aynı zamanda Gazze’deki ateşkesin ardından bölgeye bir arama kurtarma ekibi göndermeye hazır olduğunu da bildirdi. Bu ekibin, hem Filistinli hem de İsrailli cenazelerin bulunması ve enkaz altından çıkarılması çalışmalarına destek olması planlanıyor.
Bölgedeki zorluklara rağmen, Türkiye’nin Gazze’ye yönelik diplomatik ve insani çabaları, uluslararası alanda takdir topluyor ve umut vadediyor. Türkiye’nin kararlı duruşu ve Filistin halkına olan desteği, Gazze’nin yeniden ayağa kalkması ve kalıcı bir barışın tesisi için önemli bir itici güç olmaya devam edecektir. Dışişleri Bakanı Fidan’ın da belirttiği gibi, “Türkiye Gazze’ye nefes, Filistin’e umut olmaya devam edecek.”
Türkiye, sadece bir yardım sağlayıcısı değil, aynı zamanda bölgesel istikrar, adalet ve insan onuru ilkeleriyle hareket eden bir vicdan sesi olarak konumunu güçlendiriyor. Bu kapsamlı yaklaşım, Gazze’nin geleceği için daha aydınlık bir tablo çiziyor.
