Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Ekim ayı faiz kararını açıklamak üzere 23 Ekim 2025 Perşembe günü toplanacak. Yılın yedinci faiz kararının alınacağı bu kritik toplantı öncesinde, piyasaların ve ekonomistlerin beklentileri netleşmeye başladı. Bir önceki toplantıda politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 40,5 seviyesine çeken TCMB’nin, bu ay nasıl bir adım atacağı büyük bir merakla bekleniyor.
Ekonomi çevrelerinde yapılan anketler ve analizler, Merkez Bankası’ndan gelecek faiz indirimi sinyalinin devam edeceği yönünde güçlü bir beklenti olduğunu gösteriyor. AA Finans’ın 22 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği beklenti anketine göre, ekonomistlerin medyan tahmini politika faizinin 100 baz puan indirilerek yüzde 39,50 seviyesine çekilmesi yönünde oldu. Ankete katılan uzmanların beklentileri yüzde 39 ile yüzde 40,50 arasında değişkenlik gösterirken, bu durum faiz indirim döngüsünün devam edeceğine işaret ediyor.
Ancak beklentiler yalnızca 100 baz puan ile sınırlı değil. Bloomberg HT’nin 18 kurumla yaptığı ankette ise, TCMB’den 150 baz puanlık daha agresif bir faiz indirimi gelerek politika faizinin yüzde 39’a düşürülmesi öngörülüyor. Merkez Bankası’nın kendi Piyasa Katılımcıları Anketi de bu daha düşük faiz oranına yakın bir beklenti sunuyor; Ekim ayı PPK toplantısı için politika faizi beklentisi yüzde 39 olarak belirlenmişti. Bu farklılık, piyasalardaki belirsizliği ve TCMB’nin kararının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
TCMB’nin Eylül ayında yaptığı Para Politikası Kurulu toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 43 seviyesinden yüzde 40,5 seviyesine indirilmişti. Bu karar, uzun süredir devam eden sıkı para politikasının ardından kademeli bir gevşeme sürecinin başladığına dair önemli bir sinyal olarak değerlendirilmişti. Bankanın son dönemdeki parasal gevşeme adımları, enflasyonla mücadeledeki kararlılığını korurken, ekonomik aktiviteyi destekleme arayışını da yansıtıyor.
Faiz indirim beklentileri devam ederken, enflasyon cephesindeki gelişmeler endişe yaratmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, aylık bazda yüzde 3,23, yıllık bazda ise yüzde 33,29 artış göstererek ekonomistlerin beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Bu yükseliş, özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlardan kaynaklandı ve enflasyonun hala önemli bir sorun olduğunu gösterdi.
TCMB’nin Ekim 2025 dönemine ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi de enflasyon beklentilerinde yükselişe işaret ediyor. Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 29,86 iken, bu anket döneminde yüzde 31,77’ye çıktı. Benzer şekilde, 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 22,25’ten yüzde 23,26’ya, 24 ay sonrası beklentisi ise yüzde 16,78’den yüzde 17,36’ya yükseldi. Enflasyon beklentilerindeki bu artış, Merkez Bankası’nın faiz kararı alırken dikkatle değerlendirmesi gereken bir başka önemli faktör olarak öne çıkıyor.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 37,5 olarak açıklandı. Bu, TCMB’nin yılın geri kalanında da kademeli faiz indirimlerine devam edebileceği öngörüsünü güçlendiriyor. Ancak, küresel ekonomik görünümdeki belirsizlikler, jeopolitik riskler ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi dış faktörler de TCMB’nin para politikası kararlarını etkileyen önemli unsurlar arasında yer alıyor.
23 Ekim Perşembe günü saat 14.00’te kamuoyuna duyurulacak olan TCMB’nin faiz kararı, sadece bankacılık ve finans sektörünü değil, aynı zamanda reel sektörü, yatırımcıları ve nihayetinde tüm vatandaşları yakından ilgilendiriyor. Kararın, döviz kurları, borsa, mevduat faizleri ve kredi maliyetleri üzerinde doğrudan etkileri olması bekleniyor. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeledeki kararlılığı ile büyüme arasındaki dengeyi nasıl kuracağı, piyasaların odak noktası olmaya devam edecek.


