Şehirlerimizi ve altyapımızı şekillendiren çimento, görünürde bir çözüm; ama ardında derin çevresel ve sağlık yıkımlar saklıyor.
Olumlu Yönleri
Çimento, dayanıklı ve şekillendirilebilir yapısıyla beton, yollar, köprüler ve barajlar gibi kritik altyapının belkemiğini oluşturur. Ucuz hammaddelerle üretilebilmesi, hem gelişmekte olan ülkelere hem de kentleşmeye büyük oranda katkı sağlar; bu durum ciddi istihdam yaratır ve ekonomik büyümeye destek olur .
Kötü Yönleri
- Sağlık Riskleri
Çimento tozu, özellikle içinde barındırdığı kristalin silika, işçiler arasında silikozis, KOAH ve akciğer kanserine yol açar. Ayrıca alüminyum, krom, arsenik gibi ağır metaller solunum sistemini, böbrekleri ve sindirim sistemini etkileyebilir .
Endüstriyel bölgelerde yaşayanlar arasında diyabet, obezite, hipertansiyon ve yüksek kan şekeri risklerinde artış gözlemlenmiştir . - Çevresel Yıkım
Çimento üretimi dünya genelindeki karbon salımının %8’ine neden oluyor – bu, tek başına küresel ısınmanın şerhidir. Ayrıca taş ocakçılığı doğayı tahrip eder, gürültü ve havadaki toz taşınması ekolojik tahribata yol açar . - Kuraklık ve Su Baskısı
Beton üretiminde kullanılan su miktarı çok yüksek; özellikle su sıkıntısı çeken bölgelerde bu kaynakları daha fazla tüketir, yeraltı sularını zor durumda bırakır .
İleriye Dönük Çözümler
Karbon yakalama sistemleri (örneğin Fortera, evoZero), alternatif bağlayıcılar (blended cement, clinker ikamesi) ve çimento kullanımını azaltmaya yönelik mimari stratejiler, çevresel etkileri yumuşatmaya yöneliyor
Sonuç
Çimento, modern yaşamın yapı taşı; ama insan sağlığına ve doğaya ağır faturalar çıkarıyor. Silika soluma riski, karbon salımını artırma ve su kaynaklarını tüketme gibi tehlikeleri var. Üretimde sürdürülebilirlik araçları belirginleşiyor ama kullanımda radikal stratejiler gerekebilir. Hammaddeyi yeniden düşünmek, alternatif teknolojiye geçmek artık bir seçenek değil – zorunluluk haline geldi.